3 Ocak 2016 Pazar

KÖTÜ KEDİ ŞERAFETTİN

EMPATİ Mİ KURSAK ?
Ah be kedicik; adın çıkmış işte bir kere “neymiş efendim kediler nankör olurlarmış.” Galiba bu açlık ve susuzluğu sana bu kötü namdan ötürü reva görüyoruz...Şapkalarımızı önümüze almayı başarabilirsek anlayacağız aslında senin nankör olmadığını.Nankör olan bir varlık sahibinin hastalığını istemez ya da kendine verilmiş türlü yetilerle sahibini rahatlatmaya çalışmaz!

Kabul etmek gerekir ki; bu açıdan baktığımızda (asıl nankör olan,biraz daha yumuşatmak lazım gelecek.)kalbinde az merhamet bulunduran canlılar insanlardır.Canlıları aç bırakıp bununla yetinmeyerek onlara türlü işkencelere maruz bırakan da yine insanlardır bir diğer adıyla eşref-i mahluktur...
Her şeyi en ince ayrıntısıyla düşünen beyinlerimiz sevimli dostlarımıza gelince duruyor nedense? Şu ışık hızıyla gelişen teknolojimiz bir de ‘empati makinesi’ yapsa keşke... Bir düşünün videodaki kedinin yerine geçiyorsunuz ve o suya nasıl ulaşacağınızı düşünmeye başlıyorsunuz.Saatlerce süren uğraşlar neticesinde bir damla suya ulaşıyorsunuz..Şüphesiz böyle bir durumda kendimize geldiğimizde yapacağımız ilk şey etrafa ekmek ve su bırakmak olur. İnsanlığın en büyük icadı bu makine olurdu dünyanın gözünde...
Bu makinenin bulunması,yapılması çok uzun zamanlar alır; belki de hiç yapılmaz.Eğer bir damla vicdan için bu makineye ihtiyacımız varsa; yazımın başında kullandığım nankör kelimesi bizlere gelsin !

2 Ocak 2016 Cumartesi

RÖPORTAJ GİBİ RÖPORTAJ

Bugün empati, empatik, empatik zulga, empatik nağmeler ve türevlerinden bahsetmemeye çalışacağım mümkün mertebe :) Çünkü; günlerdir abimin dilindeyim sürekli bir dalga geçme, sürekli bir taklit hali :D canım abime selamlar çünkü bu yazımı da okuyup, ezberleyip, kahvaltı masasında birden yazımdan konuşmaya başlayacak :)
Yukarıdaki saydığım nedenden ötürü tekrardan kaçınıp kendi haberimi kendim vereceğim :)
Yılın sonunda yaşadığım naçizane röportaj deneyimimden bahsedeceğim. Öncelikle ne hissettiğimden bahsedeyim. Heyecanlandım ve kafamda kendime bir sürü soru sorup cevapladım. Sorulan bir soruya cevap verememek beni endişelendirmişti. Bunun yanı sıra kendimi ünlü hissetmiştim. :) (bilmeyenler için; ben bir yay burcu kadınıyım ve çoğu zaman bastıramadığım ünlü olma hayalim  var. Bu teferruat tabi ki ) hayallerimi yaşamaya başladığımı hissettim bir nevi. Keyifli bir röportajın ardından suratımdaki gülümseme baki kaldı :D Buradan yetkililere duyurulur; güzel de röportaj veririz hani canım ekibimizle :)
Bir de favorim olan soru vardı; “neden eski şarkıları çevirmeyi tercih ediyorsunuz” dedi? Sevgili Özlem.

Eskilerdeki güzellik bu zamanda bulunmuyor herkesin yakındığı şey bu. Günümüzün şarkıları da eskilerdeki gibi mesaj içermiyor ya da insanı etkisi altına almıyor. 2000 kuşağının bu şarkılardan zaten haberi yok; diğerleri ise o şarkıların özlemiyle yanıp tutuşuyor. Youtube’nin search kısmına 45’lik, Erkin Koray, Barış Manço gibi ( ruhları rahmetle dolsun) sanatçıları arıyor. Bu şarkıları herkesin dinlemeye hakkı var dedik ve çevirilerimizi bu doğrultuda devam ettirmeye karar verdik. 

1 Ocak 2016 Cuma

DIIIIITTTTTT

“Sevenler ağlarmış” demiş Üç Hürel yıllar yıllar önce. Ağlayan sevenlerle empati kurdum istemsizce. Sonra bir baktım ki ağlatan sevmeyenin yerine geçi vermişim. Her iki durumda kötü, katlanılmaz. Velhasılı kelam üç dakika dinlediğim şarkı beni  bunlar haricinde türlü türlü duygulara sevk etti. Güzel şarkı yani, anlamlı şarkı. Tüm eski şarkılar gibi. Dinledikçe eskiye özlemi arttıran cinsten.
Empatik olmam gereği “bu şarkıyı herkes dinlesin, bu devirde nerede böyle şarkılar” dedim. Herkes hemde herkes ...
Empatik nağmelere tüm ruhları sarsın dedik ve başladık şarkıyı sevgi diliyle söylemeye; izledikçe güldüren bir de klip çektik. Empatik olmakla gurur duyduk ekipçe.
Çektiğimiz videoların başına da dııııttt sesi koyalım dedik; Neden? Diyorsunuz eminim, ya da diyordunuz izlediğinizde J
Bizim dayanamadığımız dıııttt sesiyle ömür boyu yaşayan bir insan düşünün sevgili hayalimdeki empatik okurlarım, bir anlığına kendinizin bu sesle yaşadığınızı düşünün. Bu ara da bu imkansız değil çünkü işitme kayıplarının çoğu doğuştan değil sonradan oluyor.
Videoda bunu gözünüze sokmak istedik, dimağınıza kazımak istedik sevgili empatik olmayıp empatiye sempati duyan hayali okurlarım.
Bir sonraki yazımda da Empatik Nağmeler neden nostaljik şarkılardan vazgeçmez ? sorusunu cevaplayacağım J bekleyin; dönüşümüz bir öncekinden daha muazzam olacak, hemde her seferinde J
Empatik olun, empatiye sempati duyanlar ; empatik kalın sevgili empatikler... J